Futbol Takımı
22 Haziran 1933 tarihli Edirne Milli Gazete'de bir haber çıkıyor, "Alpullu Spor'un açıldığını, kulübün sporun her kısmı ile iştigal edeceğini" bildiriyor. Şekerspor demiyor, "Alpullu Spor"... Şekerspor adı daha sonraki zamanlarda verilmiş olmalı. Seçkin'in (2019) kitabına aldığı bu haberde kulübün birinci reisliğine Şefik Bakay, ikinci reisliğine Dr. Şükrü Fazıl (İlkel olabilir), mutemetliğe muhasebe müdürü Vasfi, katipliğe Eczacı Hilmi Bey, azalıklara İdare Amiri Fahri, idare memuru Recep, katip Selçuk beyler seçiliyor (s. 88). Hepsi fabrika ve hastane personeli. Kulüp Alpulluspor olarak açılıyor, zaman içinde Şekerspor oluyor ve daha sonra Alpullu Spor adına tekrar geri dönülüyor.
---
Şekerspor'un has oyuncularından biri Erdoğan Yazar... Fotoğrafları kendisinden aldım. Bütün futbolcular gibi onun da lakabı var. Pıtız Erdoğan diyorlar... Anlamı Sempatik Erdoğan demek.. Her zaman tebessüm eden, hayat ve neşe kaynağı bir insan... Esprileri, şakaları ve takılmalarıyla...
---
Eski başkan Erdoğan Duygan anlatıyor: "Şekerspor'un grup maçı vardı. İzmit Kağıtsporla oynayacaklardı. Alpullu Şekerspor o dönemde grup şampiyonu oldu. Seka Alpullu'ya deplasmana gelmişti. Fabrikanın İşletme Müdürü o dönemde Şekerspor'un kulüp başkanı idi. Futbolcular işçi olduklarından fabrikanın işletme müdürünü başkan yapmışlardı. Kendilerine fazla dokunmasın istiyorlardı...Bu arada futbolcuların yevmiyelerini de işletme müdürü belirliyordu.
Şekerspor'un yönetimindeyim. Maçtan önce ona "gel iki çift laf et, çocukların morali yerine gelsin" dedim. Futbolcular o arada giyiniyorlardı... Onun kulüp başkanı olarak bir moral konuşması yapması gerekiyordu. Söylediği şu oldu: Kağıtsporla mı maç yapacaksınız. Kağıtspor size beş çeker, dedi. Çocuklar dondu kaldılar. Kendisini aldım, kenara çektim. Çocuklara işaret ettim, siz aldırmayın, başarılı olacaksınız dedim. Sonra başkana, "Ne yaptın yav", dedim. "Çocukların heyecanını balon gibi söndürdün". Cevabı şu oldu: "Ben Kağıt Fabrikasında kimya mühendisliği yaptım. Ne kadar güçlü bir takım olduğunu çok iyi biliyorum. Bizim Şeker o kadar güçlü değil, olacağını söyledim." Ona, "Hay sana konuşma yap demez olaydım" diye cevap verdim.
Takım sahaya çıktı, Kağıtsporu 1-0 yendi. Kulüp başkanı söylediği lafının altında kaldı. Elde edilen sonuçla ilgili olarak Takım Kaptanı 5-0 lafı bizi hırslandırdı ve maçı aldık diye açıklama yaptı.
----
Erdoğan Duygan ağabey anlatıyor: Şeker-Spor kurulduğu zaman biz fabrikada yeniydik. Bir özelliği vardı. Trakya ve İstanbul amatör takımlarında iyi futbol oynayan elemanları İstanbul'dan, Kırklareli'den kendisine transfer ederdi. O zamanlar futbolcuları lakaplarıyla tanırdık. Yavru Bülent, Çiço Recep, Kaleci Gazep, Refik.... Yılmaz Karaduman, Atilla... Tekirdağ'dan Santraf Zeynel... 1965-1975 yılları arasındaydı... Futbolcular işçi kadrosunda olduğu için Şeker-Spor başkanlığına genelde İşletme Müdürlerini atıyorlardı. Futboldan anlayıp anlamadıkları önemli değildi. Futbolcuların yevmiyelerini o tayin ediyordu, kamp izinlerini verirdi. Şeker-Spor Trakya'da Grup Şampiyonu olmuştu. İzmit'te da Kağıt-Spor grup şampiyonu idi... İkisi karşılaştılar. Bunu sana daha önce anlatmıştım. Başkana "kalk iki laf et" dedim. Bir çuval inciri berbat etti. Bu olayı Yılmaz Karaduman iyi hatırlar.
Edirne'de Su-Spor kuruldu. Devlet Su İşleri'nin takımı... Bizim futbolcuları pavyonlarda toplayıp gizli bir toplantı yapıyorlar. Haberim oldu. Edirne'de takma adı Vali olan bir arkadaş Su-Spor adına bizim futbolcularla anlaşma yapmaya çalışıyor. Bizim futbolcuları transfer edecekler... O zaman futbolculara 20 lira yevmiye veriyoruz. Su-Spor 26-28 lira teklif etmiş. Ertesi günü kulüp başkanı Ali Ülgezer'e izah ettim. "Bu çocuklar gitme eğiliminde, ne diyorsun" dedim. "Ben bundan fazla para veremem, giden gitsin" dedi. Sekiz sporcumuzu Su-Spor'a kaptırdık. Takımı yeniden oluşturduk. Su-Spor bizim futbolcuları alınca grup şampiyonu oldu. Bu arada biz de grup şampiyonu olmuştuk. Şampiyon takımlar olarak bir Edirne'de bir de Alpullu'da maç yaptık. Su-Spor'da suratı esmer olduğu için Arap lakaplı bir santrafor vardı. Çok süratli idi. Alpullu'ya geldikleri zaman bizim takımın kaptanı Yılmaz Karaduman sporcularla anlaşmış. Arap'ı ve kendisini hakemin oyundan atmasını sağlamak için cezalı duruma düşecek bir hareket yapmaya karar vermişler. Maç başladıktan sonra Yılmaz devamlı Arap'ın üzerine oynuyor...O arada Arap Yılmaz'a bir faul yapıyor. Yılmaz kendisine tam karşılık vermek üzere iken bir oyuncu koşarak geliyor ve Arap'a tekme atıyor. Bunun üzerine hakem Arap'ı ve tekme atan oyuncuyu oyundan çıkarıyor, maçı alıyoruz. Kaliteli oyuncumuz Yılmaz maçta kalıyor. Bunu bana Yılmaz anlattı.
Şeker-Spor fabrikanın kulübü olduğu için formları, topları, ayakkabıları müessese tarafından karşılanıyor. Arkamızda güçlü bir kurum var. Her bakımdan diğer takımlara üstünlük sağlıyoruz. Bu nedenle rakip seyirciler, takımımız sahaya çıkınca devamlı menfi tezahürat yapıyorlar "beslemeler" diye bağırıyorlardı. Fakat biz menfi davranış içinde olmaz, cevap vermezdik. Menfi propaganda yasaktı.
Sahanın altına 1960-1970 yılları arasında yağmur sularını çekmesi için ızgara yapıldı. Çok iyi değildi ama kısmen de olsa faydalı oldu.
----
25.9.1955 Cumhuriyet
Galatasaray Alpulluda Şekersporu 5 - 1 mağlup etti.
30.1.1956, Cumhuriyet
Fenerbahçe genç takımı Alpulluda 4 - 2 galib
17.2.1957, Cumhuriyet
Galatasaray Alpulluda 3-2 galib
18.02.1957, Cumhuriyet
Galatasaray Şekerspora takıldı.
-----
Kısım Maçları
Bu konuda "Kısım Maçı" maddesine bakınız.
Güreş Takımı
Basket Takımı
Şeker Spor