Şeker tekeli... Yani şekerin "tek-el politikası" güdülerek sadece devlet tarafından ithal edilmesi, satılması veya pazarlanması... Sadece şeker ürünü de değil, yanında çay ve kahve var... Tekel dendiğinde bu üçü sürekli birlikte anılıyor: Şeker, çay ve kahve...
Devlet diyor ki "şeker işine kimse girmesin". Ben ben ithal edeceğim, ben satacağım ve para kazanırsam da, ben kazanacağım...
Bu karlı bir iş... Bütçeye para lazım, bunu devlet olarak ben yapacağım...
"Tekel" politikası bir tür devletçilik... Şeker ithalatını devlet yapıyor... Şeker üretimini devlet yapıyor. Devlet böylece "özel sektörün alanına" girmiş oluyor. Asli fonksiyonların yanında ticari fonksiyonlara da el atıyor. Liberal ekonomi yerine "devletçi ekonomi felsefesi" ağırlık kazanmaya başlıyor. O yıllardaki Milliyet gazetesinde bu tür bir devletçilik yaklaşımı 9 maddeyle açıklanıyor.
1 Haziran 1930 yılında kaldırılıyor.
----
Atatürk Şeker İnhisarı'nın başına Şakir Kesebir'i atıyor. Hem fabrikanın yönetim kurulu başkanı hem de Şeker İnhisarının başkanı.
----
--
Şeker İnhisarı