Teliçi'nin küspe transport yolu sitenin can sıkıcı 'ben'i'... Bir anlamda çirkinliği...

Hani, "her güzelin bir kusuru vardır" derler ya, işte öyle bir şey. Teliçi'nde oturanlar herhalde bu küspe havuzlarından hiç memnun olmamışlardır. Lojmanların arasından gidip gelen dekoviller ve çürük küspe kokusu... Öyle bir iki gün değil, üç ay, altı ay boyunca... Aslında fabrikadan yeni çıkan "sıcak küspe" güzel kokar. Pişmiş pancar veya pekmez kokusu alırsınız. Fakat beklerse, yığılıp tortu oluşturursa çekilmez olur.

Duyu organlarının bir davranışı var, yoğun maruz ortamında, duyarlılıklarını kaybediyorlar. Öyle olmuştur. Bir süre sonra o kukuyu duymamış, hissetmemişlerdir.

Öyle de olsa, küspe kokusunun burnumun dibinde tütmesini istemezdim.

Teliçi'nde sefa ve cefa bir arada...  Nâçar katlanılmıştır...

Küspe havuzlarını anlatacaktım ama dikkatimi çeken bu konuyla başlayayım dedim.

Küspe havuzları Çiftlik için düşünülmüş. Fabrikadan çıkan küspe ilkokulun arka kısmına yapılan beton havuzlara taşınıyor. Orada stoklanıyor, sonra bütün kış çiftlik hayvanlarına veriliyor. Çiftlikte bekçilik yapan İzzet ağabey önceleri çift koşumlu at arabasıyla bu havuzlardan çiftliğe küspe taşırdı. Siyah kasık çizmeleri vardı. Kasığına kadar o çizmeleri giyer geniş yüzlü bir kürekle arabayı doldurduktan sonra "nefis kokular içinde" o küspeyi çiftliğe götürürdü.

Küspe denen nesne, öyledir. Üst üste yığdığın zaman suyu süzülür, aşağıya iner . Zaman içinde tabandaki küspe iyice sıvır.  Sıvıdıkça da akmaya başlar. Havuzların tabanı taş döşeli olduğu için akışkan hale gelen küspe suyu havuzların oradan Düğüncülü yolunu izleyerek aşağıdaki asfalt yola kadar inerdi. O bölge sürekli pis kokardı. Gerek akan küspe sularından dolayı, gerekse Çiftliğe taşınan küspelerin sağa sola dökülüp oralarda çürümesinden nâşî… Çürümüş küspe kokusuna alışmıştık, aldırmazdık. Alpullu'da yaşamanın, şeker fabrikasına sahip olmanın kaçınılmaz sonucu olarak değerlendirirdik... Fakat günümüzde yeni neslin böyle bir kokuya tahammül edeceğini sanmam.
---
Aziz Telal Ayverdi anlatıyor: Küspe, elle itilen demir dekovillerle taşınıyordu. 10-15 tane dekovil vardı. Fabrikada çalışan işçiler küspeyi havuza boşaltıyor ve sonra geri dönüyorlardı. 1960'lı yıllarda küspe havuzları faaldi. Lakabı, "Samancı"  olan bir kişi vardı, havuzlardan küspe çekiyordu. Uzun kasık çizmelerini giyer, kürekle küspeleri kalıp halinde keserek lastik tekerlekli, çürümüş küspeden renk değiştirerek simsiyah olmuş at arabasına yükleyip çiftliğe taşırdı.  Küspe havuzunun üstü bir süre sonra kurur kabuk bağlar. 1972 veya 1973 yılında idi şimdiki Edirne Üniversitesi rektörü veya ağabeyi -tam hatırlamıyorum- çocukken anlamamış kabuk bağlayan küspenin üzerine basmış, içine düşmüş. Neredeyse ölecekmiş. Düğüncülü'den Hulusi Esen tesadüfen oradan geçiyormuş, durumu fark etmiş koşup kendisini kurtarmış. Küspe Havuzu 1980 yılına kadar çalıştı. Sonra iptal ettiler. Samancı lakaplı kişi Mandıra'dandı, adını bilmiyorum. Küspe havuzları iki kanal halindeydi ve 100 metre uzunluğundaydı. Küspeden gübre olarak da yararlanılıyordu. Serada, Teliçi'nde çürümüş küspedeler gübre olarak kullanılmıştır.
---












.

Küspe Havuzları

 
alpullu-kuspe_havuzlari-1
alpullu-kuspe_havuzlari-2
alpullu-kuspe_havuzlari-3
alpullu-kuspe_havuzlari-4
alpullu-kuspe_havuzlari-5
alpullu-kuspe_havuzlari-6
Kadri Özçetin Kalıp Şeker Kampanya Açılışı Kampanyalar Kanalizasyon Kantarlar Kantin Karabatak Karakol Karataş Yem Kardeş Köyler Kardeş Şehirler Kaynaklarım Kazan Dairesi Kelle Şekeri Kesme Şeker Keşan Kır Kahvesi Kırkdört Evler Kırklareli Kısım Maçları Kısmet Evleri Kış-Kıyamet Kimya Laboratuvarı Kireç Atıkları Kireç Dairesi Kooperatif Korugan Kosta Kuruş-Para Köprübaşı Köprüler Köy Adlarının Değişmesi Kum, Çakıl, Kil Kuraklık Kurban Bayramı Kurtuluşu Kuyruk Küp Şeker Küspe Küspe Havuzları Küşad-ı Resmî Kütüphane
A B C D E F G H ...I... K L M N O P R S Ş T U Y Z