Kırkdört Evler'in yapımına 1961’de başlanmış, 1964’te tamamlanmış. Saray binasında oturan, Kemal Çıkla 1964'ten önce buraları tarlaydı, diyor. Binalar, o zamanın parasıyla 35 bin liraya mal olmuş.
Sarayın arkasından başlayıp Mezarlık sırtına kadar devam ediyor. Başlangıçta kırk dört adet yapılmış. Daha sonra bazı değişiklikler yapılmış olabilir. Bugün bu bölgede 70 civarında ev var. Esas olarak iki grup evden söz ediliyor 44 Evler ve 22 Evler. Dört veya altı ev daha sonra ayrıca yapılmış.
Saray'ın yan tarafından başlayıp "ada"nın orta bölümüne kadar olan evlere 22 Evler adı veriliyor, ondan yukarısı ve yan tarafı 44 Evler...
İki blok arasında altı müstakil ev var. Onlar sonradan yapılmış ve herhangi bir kooperatif bokuna ait değil. Bu müstakil evler sırasında Süleyman ağabeyin (Kızılay) yaptırdığı bir Kuran kursu var. 1969-1975 yılları arasında faal olmuş, daha sonra kapanmış.
Kırkdört Evler bölümü Saray'ın arkasından başlıyor ve bir L harfi çizerek mezarlık yanındaki tarlaya kadar devam ediyor. Bu bölümün en üst sırasında sondan ikinci ev Samafor / Gülbahçe Mahallesi imamı için Diyanet İşleri Başkanlığına bağışladığımız ev... İmam Lojmanı... Allah rahmet etsin babam biraz para bırakmış hocaya bir ev yapın veya satın alın demişti. Samafor Camiinin hemen köşesinde Hasan Amca'nın yerini satın almak için girişimlerimiz oldu, fakat kısmet değilmiş satın alamadık. Mevcut cami bahçesine yapalım dedik o da mümkün olmadı. Çünkü cami bahçesiyle birlikte İstanbul'dan bir iş adamına satılmış. Cami, evet halkın ama aslında yeri özel bir şahsa ait. Fabrika burasını arsa tefriki yapmadan özel şahsa satmış. O fabrika müdürüyle konuşmak lazım bu satış işlemi nasıl oldu diye... Normalde "tefrik" yapılması lazım... Öyle olunca arayışlarımız devam etti. Abdullah diye birisinin merkezde iki katlı bir evi varmış. Onu alalım dedik. Fiyatta anlaştık. Adam "parayı elden vereceksiniz", dedi. "Niçin" diye sorduk. "Ben öyle istiyorum", dedi. Sonradan öğrendik ki bankalara çok miktarda borcu varmış, paraya el koyacaklar diye korkuyormuş. Buna rağmen kabul ettik. O gün geldiğinde satış işlemi için İstanbul'dan Alpullu'ya geldim. Halamın çocuğu ile birlikte sabah erkenden evine gittik. Onu da alıp Babaeski'ye gidecektik. Fakat o gece karışık rüyalar görmüştüm. Meğer işin olmayacağına işaretmiş. Evine vardığımızda Abdullah isimli şahıs satmayacağını söyledi. "Niçin" diye sorduk. Çocuğunun razı olmadığını söyledi. Böylece o evden de vazgeçtik. Bir ay sonra beni tekrar aradı. Çocuğunu ikna ettiğini söyledi. Fakat ben artık o evden soğumuştum, vazgeçtim. Annem sıkıştırıyordu, "babanın vasiyetini yerine getir" diye. Kısmet bu evmiş. Refik isimli bir şahıstan satın aldık. Evin içinde esaslı bir tadilat yaptık. Babamın bıraktığı para evin ancak dörtte birine yetti. Geri kalanını annem, ben, kız kardeşim, teyzem, eşim ve çocukların yardımlarıyla karşıladık. Bunları yazmak önemli mi? Belki hoş karşılamayanlar olabilir ama bu tür projeleri gerçekleştirmenin o kadar da kolay olmadığını belirtmek için yazıyorum. Niyetine girmişseniz, terlersiniz... Allah kabul etsin, gençlerimize örnek olsun. Babamın hayrına bütün aile hissedar oldu.
---
Kemal Çıkla anlatıyor: "44 Evler eskiden çiftliğin tarlalarıydı. 1961 yılında evleri yapmak üzere bir kooperatif kuruldu. Kooperatif inşaat işini Alman müteahhide verdi. Alman müteahhit karısıyla birlikte Çamlığın altına çektiği karavanda kalıyordu... Müteahhide ödeme yapılamamış, adam iflas etti. Evleri temelde bırakıp gitti. Oraya Kırk dört Evler adının verilmesi sonradandır. İş yarım kalınca Gümüşhane’den başka ustalar geldi... Evleri onlar tamamladılar. Esas patron Mişon isimli bir Yahudi idi, Gümüşhaneli usta ise onun ortağı... Kırk dört evlere 1961’de başlandı, 1964’te tamamlandı. Çamlığın kenarındaki iki ev Kırkdört Evlere dahil değildir, onlar sonradan yapıldı."
----
Kırkdört evlerin üzeri hasır beton imiş.
----
---
Kırkdört Evler