Fabrika yerleşiminde niçin Alpullu bölgesi seçilmiştir diye kendimize sorsak çok makul ve tutarlı cevaplar verebiliriz. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir:
- En büyük pazar olan İstanbul’a yakın olması.
- Ergene nehrinin en elverişli noktasında bulunması
- Çevre köy sınırlarının birleşim yerinde bulunması
- Yer altı sularının zengin olduğu bir yerde bulunması
- Trenlerin aktarma yaptıkları bir yerde bulunması
- Çevresindeki arazilerin pancar ekimine elverişli olması
- Abdülhamit zamanında da Trakya'da ve bu bölgede şeker fabrikası kurmak için bir takım çabaların bulunması.
- Avrupa'dan gelecek makineler için elverişli bir konumda bulunması.
- Trakyalı çiftçiler için münavebe yapabilecekleri yeni bir tarım ürünü sunması.
- Büyük şehirlere uzak, fakat tarım alanlarına yakın merkezi bir konumda bulunması
- İnsan yerleşimlerinin olmadığı bakir bir alanda sıfırdan lojmanlarıyla birlikte yeni bir sanayi merkezi kurma imkanı vermesi
Yukarıda sayılan görüşler herhalde dikkate alınmıştır. Hatta bazı kaynaklarda kuruluş yeri belirlenirken "çok dikkatli ve ayrıntılı bir araştırma" yapıldığı yazılı. Kim yapmış, nasıl yapmış, hangi bölgeleri incelemiş... Bu konularda bilgi verilmiyor ama "Yapıldı, yapıldı... Konu derinlemesine incelendi" deniyor. Herhalde incelenmiştir. Bu kadar büyük bir yatırım yapılırken kapsamlı bir inceleme yapılmamış olmasını düşünemeyiz.
Fakat "kuruluş yeri incelemesi" yapıldıysa bile bu incelemenin sağlıklı olmadığı anlaşılıyor.
Blohm Roemer, Alpullu Şeker Fabrikasının hammadde tahmin değerlendirmesini yaparken, fabrikanın üretim havzasında bulunan Meriç-Ergene bölgesinde yetersiz yağmur miktarı nedeniyle esaslı sulama tesislerinin kurulmadığı takdirde üretimde her yıl büyük dalgalanmaların ortaya çıkabileceğini savunmuş (Roemer- Blohm, age, s.20).
Mehmet Oluç'un Trakya Ziraat Ekonomisi adlı kitabında "maalesef" teessürüyle belirttiği "bir pancar uzmanından görüş alınmadığı" iddiası takip eden yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle rekoltenin düşük kalması gerçeğiyle doğrulanmış. Aynı durum Uşak Şeker fabrikası için de geçerli. İnsanlar gazetelerde "fabrikanın Uşak'ın susuz bir noktasında inşa edilmiş olmasını anlayabilmiş değilim" şeklinde görüş belirtiyorlar. Sebep, sanayi tesisi için kuruluş yeri seçmeyi bilmiyor olmamız. Nehir, tren yolu, Ergene ovası ve köylü nüfusa bakıyor "burada pancar olur" diyoruz. En önemli faktör olan iklimi veya yağış rejimini unutuyoruz.
Beklentiler ve politik nitelikteki gerçekler ve gerekçelerle bilimsel olgular birbiriyle uyuşmuyor. Bu gibi durumlarda trade-off dediğimiz geçişimler her zaman olacaktır. Fakat stratejik kararlarda bilimsel gerçeklerin ağırlık kazandığı bir çerçeve içinde hareket etmemiz gerekiyor. İklim faktörüne fazla dikkat etmememizin nedeni Trakya köylüsünün ekonomik ve sosyal olarak kalkındırılma gereği. Fakat kurulan fabrikaların da ekonomik bir biçimde işletilmesi gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda Alpullu Şeker Fabrikası ekonomik gereklerle sosyal gereklerin dengelendiği bir kota çerçevesinde üretimine devam edecek. İlk on yılın heyecanı belki tatlı bir anı olarak hatırlanacak ama tarımsal ve sosyal beklentiler ancak belli ölçüde karşılanabilecek.
---
Yazı insicamlı akmıyor. Nedeni bilgi ve belge buldukça onları da ilave etme gereği duyuyor olmam.
Gazetelerde 1932, 1934 yıllarında kuraklıktan şikayet ediliyor ve pancar ziraatinin %60 oranında azaldığından söz ediliyor. Alman uzman Roemer herhalde haklı... Fabrika çalışıyor, üretim yapılıyor ama verimsiz... Sistem, kendi ayakları üzerinde duracak, kendi kendisini döndürecek durumda değil, sürdürülebilir gözükmüyor. Sürekli biçimde kamu desteğine ihtiyacı var. Bir anlamda suni teneffüsle yaşatılıyor.
----
Bu havaliye azamî 400, asgarî 200 kilometre yağmur yağar ki kurak bir iklim demektir.
---
---
Fabrikanın Yeri