Biz "pavyon" diyoruz ya, millet yanlış anlayacak. "Yatakhane" demek veya "lojman"... İngilizce söylersek "dormitory"... veya Pavilyon.... Fabrikayı kuran yabancılar bize böyle tanıtmışlar, sonuçta kelime halkın diline yerleşmiş, benimsenmiş.
Pavyonlar her birinde iki yapı bulunan üç blok halinde düzenlenmiş..
Gazâne'nin yanındaki ilk blok memurlar için yapılmış.
Ortada iki katlı olan blok, sıralı ranzaların yerleştirildiği koğuş sistemine sahip
Çiftliğin yanındaki blok tek katlı olarak yapılmış.
Her bir blokta yer alan iki yapı arasına tuvalet ve banyo tesislerini içeren ara üniteler yapılmış. Böylece yerden ve malzemeden tasarruf edilmiş.
Üç tür insan kalırmış Pavyonlarda.. Bekar memurlar, Alpullu'da kalan daimi işçiler ve köylerden gelen muvakkat işçiler.
Memur odaları küçücük... Bir yatak ve küçük bir dolap sığacak kadar. Koğuş sistemi gibi. İlk yapıldığı zamanlarda lüks ve bakımlı imiş. Eski cami imamı eniştem Salim hoca "orada ben de kaldım" diyor. Abdullah Yavaş'ın babası Mandıra Köyü imamı da Alpullu'da bekar olarak görev yaparken orada kalmış. 1969 yılında...
Daimi İşçiler geniş salonları olan orta bölümdeki pavyonlarda kalıyorlarmış. Bu bölümde insanların yatması için kullanılan iki katlı demir ranzalar varmış. Her salonda kaç kişi kalıyordu bilmiyorum. Danıştığım insanlar "120 civarında" diyorlar...
Çevre köylerden gelen muvakkat işçiler çiftliğe yakın olan blokta kalırlar izin zamanı geldiğinde köylerine giderlermiş. Fakat üç numaralı pavyonun yanı başında bulunan hayvan ahırları nedeniyle orası sürekli kötü kokar, insanlar rahatsız olurlarmış. Köylere minübüsler konunca insanlar pavyonları terk etmişler, motorlu araçlarla sabah akşam köylerine gidip gelmeye başlamışlar.
Bir ara pavyonlara Bulgaristan'dan gelen göçmenlerin yerleştirilmesi de düşünülmüş. 1940'lı yıllarda Onuncu Alay Alpullu'ya gelip yerleşince askerlerin bir bölümü pavyonlara yerleşmiş, üç dört sene orada yatıp kalkmışlar.
Pavyonlar günümüzde harap halde ve bakımsız. Fabrikayla birlikte onlar da satıldı. Bakalım ileride ne olacak.
Kopuz ve Tetik'in (2016) bildirdiğine göre "Fabrikayla birlikte ilk inşa edilen konutlardan olan bu yapılar, bekar işçiler, kampanya işçileri ve devamlı işçiler için tasarlanmıştır. 1936 yılında büyük ölçekli ve iki katlı bir işçi pavyonu tasarlansa da bu uygulamaya geçmemiş, 1939 yılında tek katlı olarak tip proje şeklinde yeniden tasarlanmıştır. Memur lojmanlarının kuzeyinde, birbirine yakın şekilde yerleştirilen bu üç yapı, ortada ıslak hacimlerin bulunduğu, iki kenarda da yatma birimlerinin bulunduğu üç birimden oluşan bir plana sahiptir. Islak hacim yerleşimleri ve cephede kullanılan pencere düzenleri farklılık gösterir. Planlarda, her birinin içinde tuvalet ve mutfak bölümü olan; tek odalı, iki odalı ve üç odalı olmak üzere çok fonksiyonlu bir planlama yapılmıştır. 36 adet odalı, muhtemelen 3 vardiya halinde çalışan işçiler için yapılmıştır. Mevsimlik işçiler için, aileleri ile kalabilecekleri mekânlar düzenlenmesi çok başarılıdır. Bu işçi pavyonlarının tip proje olduğu dikkat çekmektedir. Yapılan araştırmada, Uşak ve Eskişehir şeker fabrikasında da aynı plana sahip işçi pavyonları bulunmaktadır. "
--
Pavyonlar