Çiftçiler pancardan ne kadar para kazanıyorlar ve parayı nasıl harcıyorlardı? Milliyet gazetesinde çıkan bir yazı ilginç bir yorum ve değerlendirme yapıyor. Para gören çiftçilerin bu varlığı iyi değerlendiremediklerini parti teşkilatının bu konuda onlara yol göstermesini istiyor. Yazıyı hep birlikte okuyalım:
Milliyet Gazetesi, 11 Ağustos 1933, Fiyatı 5 Kuruştur
"Memleketimizin bir yarasına temas edeceğiz: Muhakkak ki, bugünkü fukaralığımın, ıstırabımızın mühim sebeplerinden biri; vakti ile kazandıklarımızı iyi muhafaza etmeyi bilmemek oldu.
Gerçek, bazı memleketler için başlı başına milli bir kudret olan tasarruf ve idare fikri umumiyetle bizde pek noksandır. Şeker sanayii, Alpullu fabrikası, Trakya’ya ve Trakyalılara can verdi. Bu, doğrudur. Çünkü Şeker sanayi öyle bir şeydir ki, iptidai maddelerini Öz toprağımızdan çıkarır, istihsal masrafını öz memleketimizde bırakır. Bu sene Trakya çiftçisinin eline şekerpancarı ekimi yüzünden üç milyon lira kadar bir para geçiyor.
Halk bu para ile bir taraftan borçlarını ödüyor, hayvan noksanını ikmal ediyor, çarşı ve pazarlarda alışverişi canlandırıyor. Diğer taraftan çiftçi bu paranın bir kısmını kenara koymak, gelecek senelerin muhtemel sıkıntılarına karşılık olarak saklamak imkanına maliktir.
Halbuki memleketi ve halkı kaplamak istidadında olan bir tehlike; çiftçinin bu akıllı, güzel tasarruf ve idare fikrini söndürmek üzeredir.
Bize verilen malumata göre son günlerde Trakya’da talih ve kumar oyunları etrafı sarmış.. "Papaz kaçtı” oyunları ile köylünün cebindeki paralar kaçırılıyor. Tuluatçı kumpanyalar, kasaba kasaba, köy köy dolaşarak çiftçinin alın teri ile kazandıklarını sızdırıyorlar.
Mesela Keşan’da, bu küçük kasabada, böyle üç kumpanyanın ayni günde faaliyette bulunduğu görülmüştür.
Bundan daha mühim olarak, köylerde, şurada ve burada meyhaneler açıldığı da sık sık görülüyor ki, en büyük tehlike budur. Bizim köylü, nadiren içerdi. Köylünün kendini içkiye vermesi; yalnız servetini değil, sıhhatini ve çalışma enerjisini de kırar.
Trakya’da hangi tahsil ve mal memurundan sorarsanız, size der ki pancar mıntıkalarında devletin tahsilat nispeti, yüzde doksan yedidir! Pancar mıntıkası haricinde kalan yerlerde bile, amele ve muhtelif alışveriş yüzünden başka mıntıkalara nispetle bu nispet yüksektir.
Trakya çiftçisi şu acı hakikati unutmamalıdır: Daha bir kaç sene evveldi: Öyle sürü sahipleri vardı ki, bir hiç mukabilinde kendilerini murabahacılara kaptırmışlar, kazandıklarını bir düziye onlara vermişler, neticede bütün sürülerini murabahacıya terk etmekle kalmamışlar, onun çobanı olmaya razı olmuşlardı.
Bunlar, birer hikaye, birer efsane değildir. Trakya’da olmuş, Trakyalıların başından geçmiş şeylerdir. Her halde Trakya çiftçisinin sıhhatini, servetini tehdit eden bu musibete karşı sert bir mücadele açmak lüzumu, her gün biraz daha kendini hissettiriyor.
Fakat bu mücadeleyi hangi vasıta ve imkanlarla yapmalı? Kanaatimizce Trakya köylüsünü kumara, işrete, talih oyunlarına, beyhude israflara karşı korumak için resmi ve hususi bütün teşekküllerden istifadeye çalışmak lazımdır.
Yalnız şu da var ki, hususi hayat ve maişete taalluk eden bu gibi hususlarda resmi müdahalelerin büyük tesiri olmaz. En büyük fayda ve neticeyi Halk Fırkasının teşkilatı verebilir.
Mesela: Halkevleri’nin Köycülük teşkilatı bu işle alakadar olursa, fenalığın önü mutlaka alınır. Esasen hastalık henüz müzmin değildir.
Fırka Umumi Katibi muhterem Recep Beyin bu işi ele alması kafi gelir. Recep Bey, buna benzer bir çok işlerde, bir çok misallerini verdiği takip fikri ve müspet, pratik görüşleri sayesinde halka hakikati ve menfaatlerinin hangi yolda bulunduğunu anlatmanın yolunu bulur.
Mesele, binlerce halkın sıhhat ve servetinin korunması, idare ve tasarruf fikrinin kafalara yerleştirilmesi meselesidir. Bu, hem bir vazife, hem bir zarurettir.
Siirt meb'usu MAHMUT"
Şeker fabrikasıyla birlikte çiftçinin cebine ciddi bir para giriyor.
Pancar Kazancı