Fabrika memurlarının yemek yedikleri "ilk yer"... Ve aynı zamanda babamın fabrikaya aşçı olarak girdiği... Babam 1942 yılında fabrikaya girdiğinde "tabildot lokantasında" aşçı olarak göreve başlamış... Yaşı 17... Yaşı tutmamasına rağmen Babaeski'de güzel yemek pişirmeyi öğrendiği ve bildiği için nüfus kağıdını saklamışlar işe almışlar.
Tabildot Lokantası, Kantin Kompleksinde yer alan Otel girişinin sol tarafındaki bölüm. Önde yemekhane ve arkada mutfak var. Mutfağın arkadaki Aralık Sokak'a bakan başka bir kapısı daha var. Malzemeler içeriye buradan alınıyor. Karşı taraftaki Yanan Park'ın kenarında ise bir artezyen çeşmesi. Kocaman kalın bir borusu vardı. Yemekhanede çok su kullanılıyor olduğundan bizim bildiğimiz çeşmelerden farklı. Ventilini açtığınız zaman bilek kalınlığında su akıyordu...
Babam burada aşçılık yaparken hemen üst katında yer alan otelde kalıyormuş. Üst kat otel, altı mutfak... Otel diyoruz ama aslında daha doğru terim, lojman... Eskiler "misafirhane" derlerdi... Sanırım "parayla kalınan otel" biçiminde hiç kullanılmadı. Misafirhane sözcüğünü daha moderen bir şekilde ifade etmek için "otel" diye isimlendirmişiz. Bugün dahi fabrikanın lojmanı olarak kullanılıyor.
Tabildot Lokantası bazen "gazino" olarak isimlendirilirdi. Teliçindeki gazino yapılmadan önce kullanılan ilk gazino. Bazı kişiler Tabildot Lokantası, bazı kişiler de Gazino derlerdi... Sebebi, akşam yemeklerinde içki servisinin olmasıydı... Günün bir bölümünde içkisiz, bir bölümünde içkili...
Teliçi'ne yeni gazino yapılınca Tabildot lokantası kapatıldı ve işlevini yitirdi. Aşçıların hepsi Teliçindeki yeni gazinoya geçtiler. Babamı da askerden geldikten sonra fabrikaya almak yerine Sarımsaklı Çiftliği'ne verdiler ve oradan Alpullu Civar Çiftliğine geri geldi.
Önceleri Tabildot Lokantası istihkak yemeği olmayan memurların lokantası iken daha sonra işçilere yemek çıkmaya başlayınca işçi lokantasına Tabildot Lokantası denmeye başlandı. Önceleri işçilere yemek verilmezmiş. Evlerinden çıkınlarla getirdikleri malzemeleri yerler veya gece çalışanlara kumanya verilirmiş. İşçilere düzenli yemek verilmeye başlanması 1952 yılından sonra... Sendika kurulmuş, işçilere yemek verilmeye başlanmış.
İbrahim Özkan Tabildot Lokantasının katibi imiş. Aşçıbaşı ise Şenbaba lakaplı İbrahim Çetin...
Şenbaba komik bir insanmış. Hitler'in taklidini yapmayı severmiş. İnsanların önüne çıkıp Almancaya benzer şekilde nutuk atar onun taklidini yaparmış. Erdoğan Duygan ilginç bir anısını paylaştı: "Tekirdağ'da Şeker Kampı'nın amiriydim. Kampta misafirlerin getirdikleri malzemelerden özel yemek pişirilmezdi. Yemek programını Şenbaba'yla birlikte yapardık. Misafirlerden biri evde hazır köfte yapmış pişirilmesini istiyordu. Aşçıbaşından rica ettim. Sevaptır, dedim. Beni kırmadı. Hava rüzgarlı, onları ızgarada pişirdi. Arkasından iki köfteyi sıcağı sıcağına ağzına attı... 'Ne yapıyorsun' diye tam çıkışacak oldum ki bana, "Aaaa, orada dur. Aşçıbaşı yemeden Atatürk bile yiyemez" diye cevap verdi.
.
Tabildot Lokantası