Maacırlar Macarlar Macron Teichos Malkara Malzeme Ambarı Mandıra Meyvelikler Muhtarlıklar Mehmet Şencan Mehter Takımı Melas Memur Evleri Mensubin Kooperatifi Mezarlıklar Mezbahane Minibüsler Mini Golf Moderen Mondros-Mudanya Moşe Dayan Mototren Musiki Muhasebe Müdürleri Müdüriyet Binası Müze
Sözcüğün aslı "mezbâ-hâne" ama halk mezbaa der. Biraz okumuş kesim ise "mezbaha"...

Zaman içinde Alpullu'da üç mezbaha olmuş.

İlk mezbahane 1932 yılında Ergene Köprüsü'nün Alpullu tarafında "mansab" yönündeki ilk kemerin hizasına ve köprüye bitişik olarak yapılmış. O yıllarda fenni olduğundan söz ediliyor. Yani modern ve sıhhi...  O yıllarda kesilen hayvanların kanları Ergene Nehri'ne akarmış. Zaman içinde mezbanın çevresi pislik, çöplük haline gelmiş. Belediyelik olmadığından  mezbahadan fabrika sorumluymuş. Fabrika yetkilileri mezbahane denen bu tesise çok da dikkat etmemiş, önem vermemişler. Mezbahanede çiftlikte yetiştirilen hayvanlar kesilirmiş. Nehrin mansab bölümü, köprü girişinde "sağ taraf" anlamında. "Geliş yönünün"  ters istikametine "mansab" adı veriliyor.

İkinci mezbahane Şükrü Simer zamanında belediye başkanı olduktan sonra  köprünün "menba" bölümüne yapılmış. Yani köprü girişinin sol tarafına... Muhtemelen 1964 veya 1965 yıllarında... O da, eski mezbahane gibi derme-çatma ve üzeri teneke saçla kaplıymış. Yine kesilen hayvanların kanları Ergene'ye akarmış.  Bu mezbahanenin iptal edilme hikayesi ilginç, aşağıdaki satırlarda buna yer verdim.

Üçüncü mezbahane 1990'lı yıllarda Belediye Başkanı Erdoğan Duygan tarafından yapılmış. Yaklaşık 30 yılda bir mezbahanelerin yenilendiği ortaya çıkıyor. Üçüncü mezbahe yapımına girişilme nedeni  Ergene Köprüsü'nün onarım projesi...
Köprünün onarım projesi gündeme gelince Simer mezbahanesinin iptal edilmesi gerekmiş. .

Bundan sonrasını Belediye Başkanı Erdoğan Duygan'dan dinleyelim:

Mezbaha köprünün girişinde çürük bir diş gibi duruyordu. Salaş bir haldeydi ve üzeri eternit ile kaplıydı. Fabrikanın mezbahasıydı, fabrikanın hayvanları kesiliyordu. 1994 yılında Karayollarına köprünün onarılması için müracaat ettim. Samafor mahallesinde oturan Aliosman Oral'ın kızı mimar idi, onu görevlendirdiler. "Alpullulusun sen onar" dediler. Zeki birisi idi.

Karayollarından ekip geldi ve buradaki mezbahaneyi yık dedi. O arada ben 200 metre ilerideki bir yeri Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğünden para ile satın almıştım. Buraya güzel bir mezbahane yaptırmak istiyordum. Çevrede mezbahası olan belediyelere mektup yazdım. Ben bir mezbahane yapmak istiyorum, bana ne tavsiye edersiniz. Başlangıçta düşünemediğiniz şeyler oldu mu? En iyisini yapmak istiyorum, bana yol gösterirseniz sevinirim, dedim. Cevap verenler, vermeyenler oldu. Araştırmalarımıza dayalı olarak bir plan yaptık.

Bir mezbahanede olması gereken her şeyi düşünmüştük. Gelen hayvanları bağlama yerleri yaptık. Makaralı "caraskal" denen zincirli vinç sistemi kurduk. (Günümüzde bunlar motorlu olarak çalışıyor). Etler bol su ile yıkansın diye yıkama kanalları yaptık.

Fakat yeni mezbahaneyi yapıncaya kadar Karayolları eski mezbahanenin yıkılması için devamlı baskı yapıyordu.  Vali Ahmet Tosun'u davet ettim. O yıllarda Şeker Fabrikası müdürü bana eski personeliymiş gibi davrandığından aramız açıktı. Ona 'bana belediye başkanı gibi davranmazsan gardımı alırım' dedim. Fabrika müdürü valinin yanında 'beni niye karıştırıyorsun, ben hayvanları istediğim yerde kestiririm' dedi. Ona Mezbaha Talimatnamesini hatırlattım. Talimatnamede "Hayvan kesimi mezbahadan geçer. Adak ve kurbanlar hariç" diye yazıyordu. Ona "adak mı, kesiyorsun yoksa kurban mı" diye sordum. Vali eğildi, kulağıma 'seninle başa çıkılmaz' diye fısıldadı.

Vali, yeni mezbahane yapılana kadar eskisinin yıkılmayacağını, bu konuyu Karayolları ile görüşeceğini söyledi ve gitti.

Bu arada Karayolları ekibi bana gelerek 'Oraya malzemelerimizi koyalım, depo olarak kullanalım' dedi. Ben de kendilerine yazılı olarak müracaat edin dedim. Yazılı olarak başvurdular. Ben de bu yazıyı aldım Karayolları'na gönderdim. "Yıkılmasın, orayı depo olarak değil,  mezbaha olarak kullanacağım' dedim. Karayolları o mühendisi geri çekti. 'Sen öyle bir yazıyı nasıl yazarsın' dedi.

Köprünün onarımı bitince eski mezbahayı yıktık. Babaeski kaymakamı aracılığıyla dev bir dozer getirttik. ortalığı düzelttik. Suyun akışını orta kemere verdik. Oradaki pislikleri gömdük, yok ettik. Suyun akışını değiştirdiğimiz için yine şikayet etmişler. Meğer kanalları değiştirmek kanunen suçmuş.

Karayolu müfettişlerinin ertesi günü gelip inceleme yapacakları söylendi. Bunun üzerine gece üçte kepçe getirttik, suyu tekrar bütün kemerlerin altına dağıttık.  Müfettişler geldiklerinde suyun birinci kanalın veya kemerin altından da aktığını görünce bir şey demeden gittiler.
---
Mezbahane epey bir süredir atıl vaziyette... Yeni başkan da bu konuda bazı taahhütlerde bulunmuş. Son aldığım bilgi, eski mezbahanenin Saim Başkan tarafından satıldığı… Bir rivayete göre orada kokoreç imalathanesi yapılacakmış. Bina restore edilip yeniden düzgün bir hale getirilmiş.
---



.






----






----

Mezbahane

 
alpullu-mezbahane-1
alpullu-mezbahane-2
alpullu-mezbahane-3
alpullu-mezbahane-4
alpullu-mezbahane-5
alpullu-mezbahane-6
alpullu-mezbahane-7
alpullu-mezbahane-8
A B C D E F G H ...I... K L M N O P R S Ş T U Y Z