Alpullu'ya iki, üç kilometre uzaklıkta küçük bir köy... Düğüncülü, Alpullu'dur ve Alpullu da Düğüncülü... Pazarımız, kaderimiz, tarihimiz ve yaşantımız ortaktır. Belediye eski başkanımız Düğüncülüdür, akrabalarımız, dostlarımız, evimizin çatısını yapan, bahçe duvarımızın betonunu döken Mustafa usta ve diğer pek çokları... Halamın çocuğu Aptullah Düğüncülü'den evlenmiştir.

Birkaç tane Düğüncülü köyü olmuş... Tarihteki Düğüncülü ve yakın zamanlardaki Düğüncülü köyleri... Tarihteki düğüncülü köyü yakılmış, yıkılmış, toz-duman edilmiş. Taş taş üstünde bırakılmamış acı hatıralarla dolu bir yerleşim yeri.

Sonra, o yerleşim yerinin biraz batısına Yeni Düğüncülü köyü kurulmuş. Hangi tarihte bilmiyoruz. Yakın zaman Osmanlı kaynaklarında burasının adı Doğancalı Köyü diye geçiyor. En azından 1912 tarihine kadar adı Doğancalı… 1924-1928 yılları arasında olabilir, adı Düğüncülü olarak değiştirilmiş.

Eski haritalara baktığımızda Doğancalı köyünün demiryolunun altında olduğunu görüyoruz. Burası su baskınlarına maruz kalan bir yer. Daha sonra şimdiki yerine taşınmış olmalı. Osmanlı kaynaklarında Doğancalı Çiftliği diye bahsediliyor. Köy olmaktan çok, çiftlik imiş. Daha sonra göçmenlerin yerleşmeye başlamasıyla köye dönüşmüş.

Savaşlar ve göçler nedeniyle bölgede dört beş nesildir yaşayan insan bulmak zor. İnsanların hepsi, yani hepimiz göçmeniz.

Köyün asıl adı ne idi?  "Düğüncü ili" mi? "Doğancalı" mı, yoksa "Döğenci ili" mi?

Bilmiyoruz. Eski yazıyla yazılan köy ismini uzmanlardan bazıları Döğenci ili olarak okumuşlar. Fakat 1530'lu yıllardaki bir haritada Düğüncü-ili olarak geçmiş. Muhtemelen bu köyde bir takım çalgıcılar yaşıyordu. Eski Düğüncülü'den bahsediyorum, yani yakılıp yıkılandan... Doğancalı veya yeni Düğüncülü'nün eskisiyle hiç bir alakası yok. Çünkü köy o meşum vakadan sonra  bütünüyle yeniden kurulmuş.

---
Düğüncülü-Lüleburgaz yolunun üst tarafına “Kanlı Tepe” denirmiş. Orada bir adam öldürülmüş. Çatağın üst tarafında....
---
Kahvede Düğüncülülü yaşlı amca anlatıyor:
"Eski mezarlıkta büyük mezar taşları vardı. Yontma kireç taşından yapılmış..."
Ve devam ediyor... "Düğüncülü yedi defa yer değiştirmiş. Düğüncülü'nün altındaki Kuru Dere'nin Ergene ile birleştiği yerde Soğuk Bataklık varmış... Orasının toprağı "bulamaç" gibiymiş. O bölgedeki orman, bataklığın üst tarafında, doğuya doğru kalıyormuş. Zaman içinde köylüler bataklığı tarlaya çevirmişler, orman "koru" olarak anılmaya başlanmış."
----
Arabasıyla beni alıp Düğüncülü Köyü'ne götüren, tarihi yerleri gezdiren ve bildiklerini cömert bir şekilde aktaran Ersin Cengiz'in anlattıklarını toparlayıp özetleyerek yazıyorum.

Demiryolu ilk yapıldığı yıllarda Düğüncülü'de trenler dururmuş. Yolcuların beklemesi için oraya bir baraka-kulübe yapılmış. Düğüncülü'nün istasyon barakası tuğladan inşa edilmiş küçük bir bina imiş. Baraka'nın 100 metre kadar kuzeyinde eski Düğüncülü Mezarlığı bulunuyormuş. Baraka'nın güneyindeki demiryolu altında kalan topraklar ise muhtemelen ilk Düğüncülü köyünün yerleştiği yer imiş.  Buradaki tarlalarda çok sayıda kiremit, çanak-çömlek parçası görülüyor. Kalıntıların çok sayıda olması eski Düğüncülü Köyü'nün orda yerleşmiş olabileceğine işaret sayılıyor.
---
Düğüncülü'den Hasan Gürses isimli askeri bir pilot yetişmiş. Düğüncülüler kendisiyle gurur duyuyorlar. "Keçi çobanı idi, ama pilot oldu" diyorlar.
---
Ahmet Çetiner anlatıyor: 1968 yılında Düğüncülü'den Ali Çavuş Mahallesine gittik. O zaman altı yaşında idim. "Sıra Evler" diye söz ederdik. Ali Çavuş'un torunları hala buradadır. Alpullu'da yaşıyorlar. Mustafa, Cemal ve Ali Başaran...  Ali balıkçılık yapıyor. Mahallede Ali Çavuş'un torunlardan sadece bir aile kaldı, sanırım hayvan­cılık yapıyor. Altlı-üstlü olmak üzere iki sıra ev vardır. Mahallede yaşayanlar Şeker Fabrikası mensubu... Ali Çavuş TCDD'de çalışıyordu. Ufak-tefek bir adamdı. Yol bekçisiydi...  Ali Çavuş Mahallesinde 12-13 hane vardır. O yıllarda tüm haneler doluydu. Hepsi fabrikada bekçilik veya güvenlik işi yapıyorlardı. Çiftçilik  yapan yoktu. Mahalle başından beri Düğüncülü'ye bağlıdır. Eskiden yolu-yordamı yoktu. Küçük bir patika ile Düğüncülü'ye geçiliyordu. Sonra yolu genişlettiler. Günümüzde Erzurum'dan gelmiş dört-beş aile var. Büyümedi, öyle kaldı."
---
Ersin Cengiz, Hasan Balbal, Ahmet Çetiner ve  diğer üç vatandaşın söylediklerini tek ağızdan dinlemiş gibi birleştirerek aktarmak zorundayım...

Mevcut Düğüncülü Köyü eski Düğüncülü değil... Eski Düğüncülü Köyü Yıldırım Bayezıt'ın oğulları Musa -Süleyman Çelebi mücadelesinde Süleyman'ın kaybetmesi ve İstanbul'a doğru kaçmasıyla sonuçlanmış. Düğüncülü köyü yakınlarına geldiğinde o köyde yaşayan bir takım çapulcular para kazanmak ümidiyle onu öldürmüşler. Musa Çelebi bu işe çok kızmış köyü bütünüyle yakarak yerle bir etmiş. Şimdiki Düğüncülü Köyü çok sonraları kurulmuş ama tarihini bilmiyoruz. 

Düğüncülü'nün altında küçük bir orman varmış. Meşelik ve gürlük... Ergene kenarı öbekler halinde karaağaç, kayın ve meşe ormanlarıyla doluymuş. O zamanki Düğüncülü köyü şimdiki köyün bir kilometre güney-doğusunda kalıyormuş. Benim bildiğim, Düğüncülü üç defa yer değiştirmiş. Bulunduğumuz yer üçüncüsü... O zaman bu tepeler bağlık imiş.

Yakın zamana kadar bir kilometre güney-doğuda, tren yolunun kenarında bizim "baraka" dediğimiz küçük bir istasyon binası vardı. Üsküp Dere'nin öbür tarafında...  Eski Düğüncülü oradaymış. Demiryolu, köyün içinden geçiyormuş. Muhtemelen ikinci düğüncülü'nün…

Eskiler yazın kuruduğu için Üsküp Dere'ye "Kuru Dere" derler...  Fakat yüz yıl önce Üsküp Dere'den çok su gelirmiş, insanlar karşıya geçemezlermiş. Ulaşım zorluğu çekmemek için köyü karşı tepeye taşımışlar.  Üsküpdere'den gelen Kurudere zaman içinde düzleşince yerine  başka kanal açmışlar. Eski Kurudere ile yeni Üsküpdere  aynı… Üsküpdere Köyü civarından çıkıp Kırıkköy aracılığıyla Düğüncülü'ye gelen ve Ali Çavuş Mahallesinin orada Ergene'yle buluşan su.. Osmanlı haritasında bu derenin adı Âlan Deresi şeklinde geçiyor... İlginç bir isim. O zamanlar Kırık Köy'ün adı ise Kuru Köy çiftliği imiş. "Kuru Dere" ifadesi Kuruköy'le de ilgili olabilir.

Laf lafı açıyor... Pancarköy'ün sınırları Üsküp Dere'ye kadar inmez. Dereye bakan sırtın üstünde sona erer. Fakat, tabii, çok değişiklikler oldu... Pancarköylüler bizim köyün tarlalarını satın almaya başlayınca köy sınırları birbirine karıştı.  İnternetteki "parsel sorgulamasında" Pancarköy-Düğüncülü sınırı kırmızı bir çizgiyle belli edilmiş olsa da mülkiyet açısından durum farklıdır.

Düğüncülü halkı 1920 yılında Bulgaristan'dan göçmen gelen kişilerden oluşuyor. Bulgaristan'ın Harmanlı bölgesinden gelmişler... Bir kısım aile ise, eski Yugoslavyadan göç etmişler... Osman Balbal Düğüncülülüdür. 1931 doğumlu... Yetmiş hane olarak gelmişler. Memlekette onlara "Koca Osmanlar" derlermiş. Lakapları öyleymiş. Buraları hep Hazine'ninmiş. Devletin... İstasyon binası yapılıp çevresinde dükkanlar açılmaya başlanınca Alpullu yöresi bir süre  "Merkez" adıyla anılmış..

Düğüncülüyle Alpullu arasında iki yol varmış. İlk yol, Çiftlik Mahallesinde Yağhane Sinemasının arkasındaki yol... İnsanlar oradaki çatağın yanından işlerlermiş. Sonra  Fabrika yapılınca İlkokul yanındaki yol çalışmaya başlamış. 1950 yılında Düğüncülü'den Gazhane'ye giden yol genişletilmiş, mıcır taşı döşenmiş.  Fakat kaliteli değildi. Her yeri delik deşikti. Kış bitince yolun üzerinde kocaman çukurlar olurdu. Fabrika ve belediye çamur olmasın diye bu yola  sürekli pasakül döşerdi. Yaz mevsiminde yürüdüğünüz zaman kömür tozu içinde kalırdınız.  Asfaltı, 1990'lı yıllarda yaptılar, rahat ettik... Pasakül yolda yürümekten gına gelmişti. Toz, pas içindeydik.

Düğüncülü 1927'de 118 hane imiş. Günümüzde 180-200 hane .... Fazla büyümemiş.

Düğüncülü'nün "baraka" denen  istasyon binası, demiryolu hemzemin geçidinin yaklaşık 500 metre doğusunda kalan bir yer. Kimliği bilinmeyen bir takım kişiler "temelinde altın var" söylentisi üzerine bir gece o barakayı  yıkmışlar, altın aramışlar. Eski Mezarlık "baraka" binasının iki üç yüz metre arkasında kalıyormuş.
----
Düğüncülü Köyü ve Perçemli Höyük

BEO, 4557-341705-1-1, Dâire-i Sadâret, Umûr-ı İdâriyye Kalemi
Târîh-i tebyîzi: 19 Cemâziye'l-evvel sene [1]337 – 20 Şubat sene [1]335 (1919)

Dâhiliye Nezâreti Vekâlet-i Celîlesi'ne

Muhâcirîn ve mütekā‘idîn-i askeriyeye tahsîs olunmak üzere taraf-ı Hükûmet-i Seniyye'den mübâya‘a edilen Alpullu İstasyonu civârında otuz, kırk dönüm arâzî-i mezrû‘ayı muhtevi Düğüncülü Çiftliği müştemilâtından Nasuh Paşa, Korubaşı, Perçemliöyük nâmlarındaki tarlaların usûl-i cedîde üzere fen dâiresinde zer‘iyyâtda bulunmak ve fâidesi zikr olunan Düğüncülü karyesine de şâmil olmak üzere kendisine tahsisi istid‘âsına dâir İskenderun Jandarma Kumandanlığı'ndan mütekā‘id Binbaşı Rıfat bey tarafından verilen arzuhâl leffen savb-ı âlîlerine tesyâr kılınmağla iktizâsının îfâsına himmet.Bâ-işâret-i aliyye-i müsteşârî.

Yarık Tepenin eski adı Perçemli Höyük  olabilir mi?
----
BEO, 4557-341705-2-1; Huzûr-ı sâmî-i cenâb-ı Sadâret-penâhî'ye

Fehâmetlü devletlü efendim hazretleri
Âcizleri an-asl zirâat kıt‘ası olan Tesalya'nın Yenişehri ahâlîsinden ve mütekā‘id-i askeriyyeden olup vatanımızda dâimâ zirâatle uğraşan pederim merhumun eserine iktifâen fennî ve usûl-i cedide üzere zirâatle de meşgūl olmak ve nümûne-i imtisâl hâsıl etmek arzusuyla bu def‘a Alpullu İstasyonu'na münâsib hâsıl eylediğimde oraya civâr bulunan ve muhâcirîn ve mütekā‘idîn-i askeriyye için taraf-ı Hükûmet-i Seniyye'den mübâya‘a buyurulan ve otuz kırk bin dönüm arâzî-i mezrû‘ayı muhtevi olan Düğüncülü Çiftliği'nin Ergene Nehri ötesinde ve Sinanlı karye-i İslâmiyyesi hudûdu dâhilindeki Nasuh Paşa ve Korubaşı ve Perçemliöyük nâm tarlaların mükemmel zirâat etmek ve Düğüncülü karyesine müfîd olmak şartıyla âcizlerine tevzî‘ ve tahsîs edilmesi husûsunun lâzım gelenlere emr u havâle buyurulmasını istid‘â ve istirhâm eylerim. Ol bâbda emr u fermân hazret-i men lehü'l-emrindir.
Fî 22 Şubat sene [1]335.
-----
Emekli asker istiyor fakat İçişleri Bakanlığı uygun görmüyor. Balkanlardan gelecek binlerce aile var. Burası onlar için ayrılmıştır diyor. Öyle anlıyoruz ki, Alpullu fabrikasının arazisi Önemli ölçüde Düğüncülü çiftliğine ait...

BEO, 4557-341705-3-1; Bâb-ı Âlî, Dâhiliye Nezâreti, Aşâir ve Muhâcirîn Müdüriyet-i Umûmiyyesi, İskân şubesi, Umûmî:36046, Husûsî: 401; Hulâsa: Mütekā‘id Binbaşı Rıfat Bey'in is‘âf-ı matlûbuna imkân bulunmadığına dâir.

Ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir
20 Şubat sene [1]335 târîh ve 189 numaralı tezkire-i fehâmet-penâhîleri cevabıdır. Nezâret-i âcizîce muhâcirîn iskânı için istimlâk edilen çiftlikâtın ancak Balkan Harbi'nden dolayı memâlik-i Osmaniyyeye bi'l-ilticâ muhâcir olarak kabûl ve icrâ-yı iskânları takarrur eden ahâlî-i İslâmiyye ile muhâcirîn-i atîkadan olup hâlen bi'l-fi‘il zirâatle mütevaggıl ve arâzî-i mevcûdesi gayr-ı kâfî veya büsbütün mefkûd olan erbâb-ı zirâate tevzî‘i İskân-ı Muhâcirîn Nizâmnâmesi ve Ta‘lîmâtnâmesi ahkâmından bulunmasına mebnî Hükûmet-i Seniyyece bu maksad uğrunda istimâl edilmek üzere mübâya‘a edilen Düğüncülü Çiftliği'nin ve Nasuh Paşa ve Korubaşı ve Perçemliöyük tarlalarının vaz‘iyet-i ahîre üzerine yüz binlerce muhâcirîn-i İslâmiyyenin açıkda kaldığı böyle bir zamanda mütekā‘idîn-i askeriyyeden müsted‘î Rıfat Bey'e i‘tâsına imkân olmadığı ve keyfiyyet evvelce vukū‘ bulan mürâcaatı üzerine mûmâ-ileyhe de tefhîm olunduğu ma‘razıyla mebhûs istid‘â iâdeten huzûr-ı sâmî-i Sadâret-penâhîlerine arz u takdîm kılınmışdır. Ol bâbda emr u fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir. Fî 12 Cumâde'l-âhire sene 1337 ve fî 15 Mart sene 1335. (1919), Dâhiliye Nâzırı, [imza]
-----
28 Haziran 1945 İstanbul-Fatih doğumlu Türkan Şoray ve Düğüncülü Köyü
Agâh Özgüç, Türkan Şoray, Açıkşehir Yayınları, 2001 - 263 sayfa

"Türkan'ın doğumundan bir süre sonra Devlet Demir Yolları memuru Halit Şoray, Alpullu'ya bağlı Düğüncülü köyündeki görevini teslim alır. Ardından da Meliha Şoray, eşyalarını bir at arabasına yüklediği gibi, kucağındaki üç aylık bebeği Türkan'la soluğu Alpullu'da alır . Ne var ki bu küçük memur ailesinin köy yaşantısı pek fazla sürmez . Topu topu üç aylık bir süredir bu. Üç ay sonra zorunlu bir dönüş başlar İstanbul'a. Bu dönüşün gerçek nedeni küçük Türkan'ın Düğüncülü köyünde ciddi bir hastalık geçirmesidir. Köyde doktor yoktur. İstanbul'a dönen Şoray ailesinin çileli günleri başlar . Baba Halit , memurluk görevinden ayrılır" s. 72.
 








.






.
Düğüncülü
 
alpullu-dugunculu-1
alpullu-dugunculu-2
alpullu-dugunculu-3
alpullu-dugunculu-4
alpullu-dugunculu-5
alpullu-dugunculu-6
alpullu-dugunculu-7
alpullu-dugunculu-8
alpullu-dugunculu-9
alpullu-dugunculu-10
alpullu-dugunculu-11
alpullu-dugunculu-12
alpullu-dugunculu-13
alpullu-dugunculu-14
alpullu-dugunculu-15
alpullu-dugunculu-16
alpullu-dugunculu-17
alpullu-dugunculu-18
alpullu-dugunculu-19
alpullu-dugunculu-20
alpullu düğüncülü
alpullu düğüncülü
A B C D E F G H ...I... K L M N O P R S Ş T U Y Z
D-100 Yolu D-555 Yolu Demiryolu Demiryolualtı (Fabrika) Demiryolualtı (Samafor) Dernekler Deve-Konakları Dini Bayramlar Doğal Gaz Doğu Rumeli Domuz Yetiştirmek Dördüncü Vakıf Dutluklar Düğüncülü Dükkanlar Dündar Bey Mahallesi