Alpullu'da küçük dereciklerden bahis açıldığında onlardan "çatak" diye söz ederiz... Kışın, az da olsa belli bir su akıntısı olan, fakat yazın kuruyan küçük dere yatakları... Derin ve geniş olmayan su arkları...
İki tepenin veya yarın, iki yamacın kesişmesi ile oluşmuş çukurluk bir bölgeye de çatak deriz. Bu tür çataklar dere görünümlü değil yağmur yağdığında suların birleşerek aktığı geniş çukurluk düzlükleri şeklindedir. Onları küçük vadi bölümleri olarak da isimlendirebiliriz. Veya vadicikler....
Yer, bölge, tepe ve mahallelelri yakınındaki çataklarla betimleriz. Meşhur olmuş çataklarımız vardır ve yaşlılar o çatakları çok iyi bilirler.
Eski Pancarköy Deresi Çatağı
Pancarköy'ün tarih ötesine uzanan asıl deresidir. 1960'lı yıllardan sonra yeni Pancarköy Deresi açılınca eski dere "çatak" konumuna düştü. Yeni dere yapıldıktan sonra bu dereden düzenli su akışı kesildi. Sadece kışın yağmurlar çok yağdığı zaman belli bir su akıntısı oluyor. Barbaros Bulvarına paralel akan Düğüncülü çatağıyla birleşince epey bir su toplanmış oluyor ve Lisenin altına doğru uzanıyor. 1960'lı yıllarda bu çatak Lise bahçesinin altından, Sendika dükkanlarının önünden ve pazar yerinin köşesinden geçerek az ileride Pancarköy deresine ulaşırdı. Dükkanlar önü ve pazar yerinde menfez şeklinde üstü kapatılarak bir tünelle dereye ulaşması sağlandı. Çatak 70 evler mahallesinin ortasından geçiyor ama artık belli belirsiz ve yakın zamanda bütünüyle kaybolabilir. Çiftlik mahallesinden itibaren bu çatağın iki tarafı uzun kavak ağaçlarıyla donanmıştı. Biz onlara ak kavak veya titrek kavak derdik. Hepsi kesildi... Nasıl, kimler ve ne zaman, hepsi meçhul... Bu çatağın veya eski Pancarköy deresinin yılan gibi kıvrılarak uzanan ağaçlı silüeti 1962yılında uçaktan çekilmiş fotoğrafta çok net
görülebiliyor.
Eski Tavukhane Çatağı
Alpullu'nun Babaeski çıkışında Gazhane'nin / Benzinliğin arka tarafından yaklaşık 500 metre yukarısında idi.
Düğüncülü Çatağı
Düğüncülü çatağı yazın kururdu ama kışın çok su gelirdi. Çiftliğin oradan nehir gibi su akardı. Çatak sözcüğü “bazen akan, bazen kuruyan küçük dereciklere” verilen bir ad. İki yamacın birleştiği düzlük yerlere de çatak denir. Çataklar hem derecik anlamında, hem de iki veya üç tepenin kesişim akslarına, kesişim düzlemlerine verilen bir isim. İlkokula giderken bazen babamı ziyarete giderdim. Bunun için mahallenin iç yollarından geçer, Düğüncülü çatağının içinden geçerek "mutfağa" ulaşırdım. Babamın çalıştığı yere "Çiftlik mutfağı" denirdi. Pancarköy Çatağı kapatılınca Düğüncülü Çatağının suyu Pancarköy Deresi'ne bağlandı.
Şahin Tepesi Çatağı
Bu mahallenin başlangıç sınırı. Mahallenin üst tarafında çalılık ve yeşilliklerle kendisini belli ediyor.
Gülbahçe Mahallesi Cami Karşısındaki Çatak
Bu çatak belli belirsizdi, daha sonraları derinleştirildi. Samafor Camiinin hemen karşısında... Çatağın doğuş yeri, Mezarlığın karşısındaki Yandım Çavuş Mahallesinin üst tarafındaki tepelikler...
Mezarlık Yolu Çatağı
Günümüzde bu çatağı görmek oldukça zor. Mezarlığa çıkarken yolun sağ tarafında bulunuyordu. Yolun düzeltilmesi ve taş döşenmesiyle birlikte çatak da tarih oldu. Eskiden mezarlığın orada "Çatak Sokak" diye bir tabela varmış, kaldırılmış. Buradan inen çatak Turgut Özal Caddesi boyunca, Küçük Çamlığın kenarından geçerek Saray'ın yanından direk dereye ulaşıyormuş. Esas olarak yağmur suyu çatağı imiş. İlk zamanlarda çatak suyu Sanayi dediğimiz alana akarmış, sonra dere bağlantısı yapılmış.
----
----
Çataklar