Alpullu'daki On Dokuz Mayıs Bayramlarını hatırlamıyorum. Çünkü bu bayramlarda Alpullu'da hiç bulunmadım. Kırklareli'de İmam-Hatip Lisesinde okurken diğer okullar gibi biz de On Dokuz Bayramına katılıyorduk. Beden hareketleri için uzun bir hazırlık dönemi olurdu. Beden dersi öğretmenimiz, yapılacak hareketleri öğretmek için hazırlıklara iki hafta önceden başlardı. Yapamadığımız zaman kızar, sert hareketlerde bulunurdu. Epey etkilenmiş olmalıydım ki, rüyalarıma girerdi. Bir iki, üüç… Bir, iki, üüç. Hopla, zıpla, eğil ve dön... Ya hata yapardım, ya da arkadaşlara ayak uydurmakta geç kalırdım. İki hafta boyunca sürekli egzersiz yapardık.
Bayram günü geldiğinde önce kızların hareketleri olur, sonra sıra erkeklere gelirdi. Bütün erkekler gibi kızların hareketlerini ilgiyle izlerdik. Ergenlik çağında kanı tutuşmuş bir gençsin ve mini etekli kızlar beden hareketleri yapıyorlar. Merakla ve ilgiyle izlerdik.
Muhafazakar bir ailenin çocuğuydum. Bu bayramın adını Baldır-Bacak Bayramı diye öğrenmiştik. İnançlı pek çok aile 19 Mayıs Bayramı yüzünden kız çocukların ortaokula, liseye göndermezlerdi. Bayramın kendisine değil, kıyafetlere karşıydık. Fakat o zamanın anlayışına göre bu bayramın en önemli özelliği "kızların çıplak bacaklarının" gözükmesiydi. Bu olgu çağdaşlık, modernlik, asrilik olarak değerlendiriliyordu. Sonra eleştiriler yoğunlaşınca siyasiler bayramı daha ılımlı, kabul edilebilir kıyafetlerle yapmaya başladılar. En sonunda bütünüyle kaldırıldı.
Kimilerine göre iyi oldu, kimilerine göre kötü... Olay, her birimizin "kimlik" tanımıyla ilgili. Kendimizi konumlandırdığımız yer neye karşı, neye taraftar olacağımızı belirliyor. Ben bu tür sorunları demokrasi ve toplumsal mayamız ile çözme eğilimindeyim. Hiç kimse herhangi bir şeyi insanımıza zorla dayatmasın... Toplumuzda demokrasi kültürünü iyice yerleştirmemiz gerekiyor.
----
On Dokuz Mayıs Bayramı