Atatürk Resmi
Fabrikanın "Malzeme Ambarı" binasının alınlığında yer alan…...
1981 yılında Atatürk'ün doğumunun 100'üncü yılı münasebetiyle bir şeyler yapılmak isteniyor. Fabrika müdürü Erinç beyin iki düşüncesi var. Birincisi Atatürk'ün "anı yazısı"nı pano haline getirmek ve ikincisi bir "Atatürk Resmi" yaptırarak bunu Malzeme Ambarı'nın en yüksek yerine asmak. Bu iş için 'makinistlerde' çalışan "İlhan Soydan" uygun görülen kişi... Olayı kendi ağzından dinleyelim:
"1981 yılı idi. Fabrika müdürü Erinç bey "Atatürk'ün doğumunun 100'üncü yılı münasebetiyle bir şeyler yapalım" dedi. Bir "anı yazısı panosu", bir de "Atatürk Resmi" yaptırmak istiyordu. Yapabilir misin? diye sordu. Yaparız, diye cevapladım. Anı Defteri'ndeki orijinal yazının "pano yapılma" hikayesini daha önce anlatmıştım. Şimdi resim konusuna gelelim.
Resim binanın en yüksek yerine, saatin altına asılacaktı. O yüzden büyük olması gerekiyordu. 230x160 cm büyüklüğünde bir saç temin ettik. 1,5 veya 2,0 mm kalınlığında olabilir.
İşleri, işletme müdürü İlhan bey yönetti. Onda bir Atatürk fotoğrafı vardı, müdüre gösterip onayını aldık, onu kullandık.
Saçı önce boyadım. Üzerine karelediğim resmi çizdim. Yanımda iki arkadaşım daha vardı. Savaş Dinga ve Şahap Akar. Üçümüz birlikte çalıştık.
Atatürk'ün "anı yazısı"na ilişkin panoyu hazırlarken bir taraftan da bu resmi yaptık. 60 günlük süre içinde bütün işi bitirdik.
Küçük çelik keskilerimiz vardı. Saçı bu keskilerle oyduk. Yavaş, yavaş.... Tık, tık sesleriyle... Şahap pişirici ustası idi, Savaş ise makinistlerde çalışıyordu…. Saçı elimizdeki keskilerle ince, ince oyduk. Arkasını beyaz plastik, pleksiglas ile kapattık. Öyle deniyordu....
Işık versin diye içine floresan lambaları koyduk. Floresanları değişik renklerde boyamıştık. Yüz rengi farklı, gömleği farklı renkte yanıyor, çok güzel gözüküyordu.
Erinç beyden sonra, fazla itina göstermediler. Bazen yanıyor, bazen yanmıyordu.
Fikri bey müdür olmuştu. Yerel gazeteci Metin Karakuş'la birlikte odasına gittik. Odada iken, duvarda asılı olan Atatürk'ün 1930'da Anı Defteri'ne yazdığı yazının reprodüksiyonu olan panoyu gösterdim. "Bunu ben hazırladım" dedim. Müdür, "Ben de onu merak ediyordum...." diye cevap verdi.
Ona ayrıca fabrika binasının alınlığındaki Atatürk Resmi'ni de iki arkadaşımla birlikte yaptığımızı söyledim, "Resmi niye yakmıyorsunuz", diye sordum.
Müdür şaşırdı. "Yandığını bilmiyordum", dedi. Bunun üzerine adamlarını çağırıp hemen talimat verdi, "En kısa zamanda onarın, yansın" dedi.
Hakikaten yaptırdı. Ondan sonra "Atatürk Resmi" epey bir süre yanmaya devam etti.
Gece fabrika tesislerinin ışıkları yanınca Atatürk Resmi'nin arkasındaki renkli floresanlar da yanıyor ve çok güzel bir görünüm çıkıyordu ortaya. Fabrikanın elektrik şebekesine bağlanmıştı. Şalter açılınca resim de yanıyordu.
Fikri beyden sonra söndü.
Malzeme Ambarı binasının alınlığı çok yüksekti. Resmi oraya ciraskar denen zincirli el vinci ile çıkardık. Montaj sırasında herkes oradaydı. Marangoz atölyesinden kişiler, mekanik atölye ustaları, fabrika müdürü, işletme müdürü...
O kadar uğraştığımız, emek harcadığımız "Atatürk Resmi" istiyorum ki, yine eskisi gibi yansın."
----------
Şahap Akar anlatıyor.....
---------
"Dedem Selanik'lidir. Biz ailece Atatürk'ü çok severiz. 1992 yılında Alpullu'da Atatürk Düşünce Derneği'ni kurduk. O zamanlar Anayasa Mahkemesi başkanı olan Yekta Güngör Özden aynı zamanda derneğin genel başkanı idi. Açılışa onu davet ettik. Babaeski'den bizzat gidip kendim aldım. Derneğin açılışını o yaptı. Açılışta özgün bir hatıra olması için toz şekeri malzemesini kullanarak Atatürk maskı yaptım. Toz şekerine spreyle su sıktım ve belli bir kıvama gelince onu mask kalıbı içine yerleştirerek iyice sıkılaştırdım. Kuruduktan sonra ters çevirip çıkardım ve bir çerçeve içine yerleştirdim. 25x15 cm'lik güzel bir pano oldu. Açılış töreninde katılımcıların ilgisini çekti. Bu olayın üzerinden otuz yıl geçti. Maskı evimde korumaya devam ediyorum. Hiç bir şey olmadı, arada bir tozunu alıp bakımını yapıyoruz."
-----------
"İkinci resim fabrikanın Rafineri bölümüyle ilgilidir. 1981 yılında Atatürk'ün doğum yılı münasebetiyle müdürün talebi üzerine Malzeme Ambarı'nın alınlığına bir resim yapmıştık. Sonra düşündüm bir tane de Rafineri bölümünün içine yapayım, dedim. Bu amaçla prese bezinden yararlandım. 70x150 cm ebadındaki bir prese bezini boyayarak Atatürk resmini hazırladım ve müdüre sormadan o resmi arkadaşlarla birlikte rafineri bölümünde çatı makaslarının üzerine astık. Müdür arada bir fabrikayı gezer... Bu vesileyle onu bizim bölüme çay içmeye davet ettik. "Müdürüm, size danışmadık ama biz böyle bir şey düşündük" dedim. Başını kaldırdı, tavana baktı. "Çok güzel olmuş, Aferim" dedi. O resim 40 yıldır orada durur. Kim alacak, nasıl alacak.... Eskirse yenisi yapılır."
-----------
.