Gazete fiyatları. 1936 yılında bir gazete 5 kuruşmuş. 1966 yılına geldiğimizde yani ilkokuldan mezun olduğumda  gazeteler 25 kuruş idi. Yani bir sinema bileti fiyatındaydı. Aradan geçen otuz yılda 5 kuruştan 25 kuruşa çıkmış... Simit fiyatları da 25 kuruş idi. Ya bir simit... Ya da bir gazete alırdınız...

Gazete satışları
. Alpullu'da eski yıllarda gazete satışı, gazete okumak önemli bir olaydı. Çocukluk yıllarımızın meşhur olmuş bir gazetecisi vardı. "Gazeteci Mustaa-fendi derdik" ona...  "Mustafa Efendi" ama, dilimize öyle yapışmıştı...  Çiftlik Mahallesinde, evimizin hemen altında evleri vardı. Bir ara bahçesine bakkal dükkanı da açmıştı, ama çalışmayınca kapattı. Çarşıda dükkanı vardı. Her gün bisikletiyle çarşıya gider, akşam olunca yine bisikletiyle eve dönerdi. Narin yapılı Gazeteci Mustaa-Fendi bisikletiyle özdeşleşmiş gibiydi. Eşine Meliham (Meliha Hanım) Teyze derdik... Nedense isimleri hep böyle bozardık. Kızı Nursel, ilkokul birinci sınıfta iken sıra arkadaşım olmuştu. Bir yıl onunla birlikte aynı sırada oturmuştuk.
----
Gazete okumalarım. Ali eniştem Hürriyet gazetesine abone olmuştu. Evine Hergün Hürriyet Gazetesi gelirdi. Güngörmüşler'i, Fatoş'u o gazeteden takip ederdim. Yılbaşında tombala verirdi. Halamlarda gazetenin verdiği kağıtlar üzerinde  tombala oynardık. Babamın o manada gazete aboneliği yoktu. Günlük gazeteleri okumak için halamlara giderdik. Babam İslami mecmualara abone idi ve sadece onları okurdu. Abone olduğu Hak Yol dergisinin evimizdeki küçük odanın dolabında onlarca nüshası vardı.
---
Gazete tomarı. Gazete tomarı diye bir kavram vardı. Gazete demeti veya gazete paketi... Belki hala kullanılıyordur ama eski tomarlar çok daha kalın olurdu. Gözümüz tomar, tomar gazetelere ilişirdi.
---
Hayri Özkurt. 2019 yılı itibariyle Alpullu'da gazetecilik yapan Hayri Özkurt anlatıyor: "Gazetecilik Mutafa Ağabey'den oğlu Zafer'e geçti. Zafer 1990'lı yıllarda dükkanı kapattı. Hayrabolu'dan gelen başka birisi gazete satmaya başladı. Belediye Dükkanları dediğimiz yerin altında.... Belediyeye kira veriyordu. Bu işi çok yapmadı. Belediye o  dükkanları satınca gazeteciliği bıraktı, 1996 yılında ben devraldım. Prefabrik kulübede yirmi üç yıldır bu işi yapıyorum. Kulübeyi bana Coca-Cola şirketi verdi. Günümüzde gazete satma işi öldü.  Günde 35, 40 gazete satıyorum. İnsanlar haberleri İnternetten takip etmeye başladılar. İnternet ve akıllı telefonlar gazete satış mesleğini öldürdü. Alpullu'da en çok Posta, Güneş, Sözcü, Akşam, Takvim gibi gazeteler satılıyor. Diğer gazeteleri de alıyorlar  ama daha az. Kulübeyi sabah 6.30'da açıyor akşam 7.00'de kapıyorum. Gazeteler sabah yediden sonra geliyor. Bakkal Mehmet'in oğlu Gündüz de gazete satıyor. Belki benden biraz daha fazladır... Bilmiyorum. Alpullu'da günlük 80 ila 100 arasında gazete satılıyor. Bunların bir kısmını yoldan geçip başka şehirlere giden kişiler alıyor."
----
Gazete muhabirleri. Trakya'nın gazete muhabirleri çoğunlukla Babaeski'de kalırlarmış. Çünkü Trakya'nın tam ortası... Edirne-Çorlu aksında her iki tarafa da kolay erişilebilecek bir yerde. Edirne Milli Gazete, 5.2.1934 tarihli nüshasında şu haberi veriyor.: Ankara'daki Hakimiyet gazetesi ile Musiki dergisinin; İstanbul'da çıkan  Akşam, Son Posta, Köroğlu gazeteleriyle Milli Mecmua'nın; Edirne'de çıkan Milli Gazete, Altı Ok Mecmuasının; Karadeniz'de çıkan Bartın gazetesinin muhabir ve muharrirleri hep buradadır. Bunları tanıyanlar onlardan eski jurnalcilerden sakınır gibi sakınırlar." (Seçkin, 2019, s. 166). İlginç bir haber. O dönemdeki sosyal havayı yansıtması açısından önemli. Herkes gazetecilerden korkuyor ve gazeteciler ise hem halktan, hem de idareden.... Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinden söz edilmemiş ama onların da muhabirleri var... Babaeski'de toplu muhabir bulundurma geleneği giderek azalsa da 1970'li yıllara kadar devam ediyor. Hatta bazı muhabirler Alpullu'da fabrikada çalışan işçi ve memurlar arasından seçiliyor.

Babamın Hikayesi. Rahmetli babam anlatmıştı. 1969 yılında Kırklareli'de İmam-Hatip Lisesi açılmasına karar veriliyor. Lise, eğitime yeni başlayacak olan kurumu civardaki il, ilçe ve köy halkına tanıtmak için broşürler bastırıyor ve bunları belirli kişiler aracılığıyla dağıtmak istiyor. Alpullu'dan da babama bir demet broşür bırakıyorlar.  Babam bu broşürleri çiftlikteki, fabrikadaki arkadaşlarına dağıtıyor. "Çocuklarınız varsa ve ilgi duyarsanız gönderebilirsiniz" anlamında... İki gün geçmiyor ki ulusal bir gazetede babamın yaptığı bu dağıtım işi, küçük bir haber olarak çıkıyor. Haberde babamın "din propagandası yaptığı" ileri sürülüyor. Çiftlik müdürü babamı çağırıp durumu anlamaya çalışıyor. Ona "Ne yapıyorsun?" diye soruyor. Babam da durumu anlatıyor. Çiftlik müdürü babamı paylıyor, bir daha bu konularla ilgilenmemesini tembih ediyor. Sonra dönüp fabrika müdürüne konu hakkında  bilgi veriyor, "Ben gereğini yaptım, ciddi bir şey yok" diyor. Fabrika müdürüne kadar tüm yetkililer "alert" olmuşlar. Sağa, sola soruluyor. Muhtarla konuşuluyor, broşürler inceleniyor ve sonuçta hepsi rahatlıyorlar.

Fakat babam peşini bırakmıyor. Ulusal gazeteye bu haberi kimin göndermiş olabileceğini alttan alta, araştırmaya başlıyor. Kahvede konuşulanları dinliyor, dedikodulara kulak kabartıyor. O ulusal gazeteyi kimlerin okuduğunu, kimlerin sıkı-fıkı ilişkiler içinde olduğunu anlamaya çalışıyor. Sonunda fabrikadan haber geçen işçinin kim olduğunu öğreniyor. Anlatırken onu "Garez, kindar birisiydi" diye tanımlamıştı. Fabrikada tutunamamış, işten çıkarmışlar. Bu vakanın önemi, sorumsuz muhabirlerin siyasal ve felsefi eğilimleri doğrultusunda yaptıkları haberlerle devlet birimlerini, halkı ve insanları dalgalandırmaya tabi tutabilecekleri... İnsanların  medya çalışanlarından uzak durmalarının sebebi bu.
-----





.

Gazete

 
alpullu-gazete-1
alpullu-gazete-2
alpullu-gazete-2
alpullu-gazete-satislari-3
alpullu-gazete-satislari-1
alpullu-gazete-satislari-2
alpullu-gazete-2
alpullu-gazete-satislari-3
Galiçya - Alpullu Gazete Gazhâneler Gazino Glikoz Golf Sahası Gülbahçe Camii Gümeler Güncel Resimler Güreş Gürbüz Çocuk Graffiti
A B C D E F G H ...I... K L M N O P R S Ş T U Y Z